Görünmez Tehlike: Plastik Silahlar

Görünmez Tehlike: Plastik Silahlar

Fiziki güvenlik önlemleri kapsamında kullanılan tarama sistemleri patlayıcılar ve metal nesneler olmak üzere 2 ana unsurun tespit edilmesi amacıyla tasarlanmıştır. Ateşli silahların metalden yapılacağı ve kesici-delici nesnelerin metal parçalarının olacağı öngörüsü metal nesneleri tespit edebilecek teknolojilerin geliştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Fakat 2013 yılında 3 boyutlu bir yazıcıyla üretilen ve neredeyse tamamı plastik olan bir tabanca mevcut güvenlik tarama sistemlerini işlevsiz hale getirmişe benziyor. Son yıllarda 3 boyutlu yazıcılarla üretilen plastik silahlar, havacılık güvenliği açısından önemli bir tartışma konusu haline geldi. Bu makalede, 3 boyutlu yazıcılarla üretilen silahların havacılık sektörüne olan potansiyel etkilerini inceleyeceğiz. Bu silahların getirdiği riskler, teröristler açısından sağladığı avantajlar, güvenlik zaafları ve alınabilecek önlemler konularını detaylı bir şekilde ele alarak, havacılık güvenliği için gereken önlemlere odaklanacağız.

Plastikten imal edilen ateşli silahlar
Plastikten İmal Edilen Ateşli Silahlar

3 Boyutlu Yazıcılarla Üretilen Silahların Oluşturduğu Riskler

2013 yılının Mayıs ayında Amerikalı bir üniversite öğrencisinin 3B yazıcıyla ürettiği plastik silahla atış yaparken çektiği videoyu internet üzerinden paylaşmasıyla bu konu havacılık sektörünün gündemine girdi. Videonun yayınlanması dünya basınında önemli yer buldu ve güvenlik uzmanları endişelerini dile getirdi. Bu videonun yayınlanmasından 2 ay sonra aynı silah Türkiye’de bir mühendis tarafından da üretildi ve az da olsa yerel basında yer aldı. Buna karşın, geçen bugüne kadar geçen 3 yılda dünya genelinde 3 boyutlu yazıcılarla üretilen silahların kullanıldığı bir saldırı gerçekleşmedi. Bu durum 3B yazıcı teknolojisi kullanılarak üretilen ateşli silahların havacılık güvenliği için tehdit oluşturmadığı veya tehdidin abartıldığı şeklinde yorumlanabilir ancak yazar bu fikre tam olarak katılmıyor.

Tamamı plastik olan silahlar güvenlik açısından çeşitli riskler teşkil ediyor. Havacılık güvenliği özelinde en çok üzerinde durulması gereken risk ise bu silahların uçak kaçırma eylemlerinde kullanılma ihtimalidir. Geçmişte, uçak kaçırma eylemlerinde oyuncak veya taklit silahların kullanıldığı olaylar olduğunu biliyoruz. Bu silahların tespit edilemeden uçağa sokulabilmesinin temel sebebi silahlar gerçek olmadıkları için metal bir aksamlarının da olmamasıydı. Öte yandan 3B teknolojisi sayesinde, metal aksamı olmayan ancak uçağa sokulduğunda gerçek bir tabanca olarak kullanılabilecek silahların hemen herkes tarafından üretilebilmesi söz konusu.  

Terörist Açısından Avantajları

3B yazıcılarla yapılmış tabancaların bileşiminde ateşleme iğnesi hariç tüm parçalar plastikten imal ediliyor. Bu da plastik tabancaların metal detektör alarm vermeden güvenlik kontrol noktalarından rahatlıkla geçirilebileceği anlamına geliyor. 2013 yılında, 2 İngiliz gazeteci 2600 dolara satın aldıkları bir 3B yazıcı ve internetten indirdikleri bir tabanca planı ile 36 saat içinde plastik bir silah ürettiler. Gazeteciler, ürettikleri plastik silah parçalarıyla, güvenlik taramasını kolaylıkla atlatarak Londra-Paris seferini yapan EuroStar trenine binmeyi başardılar. Trenin tuvaletinde parçaları birleştirdiler ve elde ettikleri silahla seyahat ettiler. Tren istasyonunda uygulanan güvenlik tarama standartlarının havalimanından daha alt seviyede olduğunu öngörmek mümkün ancak bu öngörü havalimanındaki tarama sisteminin 3B yazıcıyla üretilmiş silahı tespit edebileceği anlamına gelmiyor. Türkiye’deki havalimanlarında uygulanan tarama standartlarını göz önüne alacak olursak 3B yazıcıyla üretilen bir tabanca ile güvenlik kontrol noktasından tespit edilmeden geçebileceğinizi söyleyebiliriz. Bunun sebebi güvenlik görevlilerinin eğitimsiz olması,  işlerini ihmal etmeleri veya prosedür eksikliği değil, en başta güvenlik sisteminin bu tehdidi ortadan kaldıracak şekilde kurgulanmamış olmasıdır. Bu noktada bu güvenlik açığının Türkiye’ye özgü olmadığını da not düşmek gerekiyor.

3B silahların teröristler için avantajlarından biri de son ana kadar yasadışı olan bir nesneyi üzerlerinde veya barındırdıkları yerde bulundurma zorunluluğu olmamasıdır. 3B yazıcılar ve silah yapımında kullanılan plastik malzemeler yasal yolla elde edilebiliyor. Silahı yapmak için gerekli olan plan ise internet üzerinden indirilebiliyor. Plastik silah üretmenin maliyetinin düşük olması da bir başka avantaj olarak karşımıza çıkıyor. Yazıcıyı almaya karar verirseniz bunun size maliyeti yaklaşık 8,000 dolar. Öte yandan çok daha uygun rakamlara bir 3b yazıcıyı kiralayarak da silahı üretebilirsiniz. İnternetten silah planını indirmek ve bu planı bulundurmak yasadışı değil. Tüm parçalar üretilip birleştirilene kadar silah ürettiğinizin kanıtlanması bile oldukça zor.

Özetlemek gerekirse, teröristler için saldırının gerçekleşeceği güne kadar yasal sınırların içerisinde kalabilmek, silah üretimi için elde edilecek malzemelerin tamamen yasal yollarla ve kolaylıkla elde edilebilir olması, görece düşük maliyet ve en önemlisi tarama sistemleri tarafından tespit edilememe 3B yazıcılarla üretilen silahları cazip hale getiriyor.

Terörist Açısından Dezavantajları

Bütün bu avantajlarına karşın 3B yazıcı ile üretilen silahların yaygınlaşmamasının ve teröristler tarafından bugüne kadar tercih edilmemesinin anlaşılabilir sebepleri var. Bu sebeplerin başında 3B teknolojisinin henüz olgunlaşmamış olması ve üretilebilen silahların teröristlerin tüm ihtiyaçlarına yanıt verecek düzeyde olmaması gelmektedir. 3B yazıcılarla üretilen silahlar yakın mesafeden ölümcül olabilir ancak ilk üretilen silahlar sadece tek atış yapabiliyordu. 2014 yılında ilk defa 3B yazıcı ile toplu tabanca imal edildi ve atış sayısı altıya çıktı ancak bu sefer de silahın boyutları büyüdü ve gizlenmesi zorlaştı. Yeniden dolum yapmak da zaman alıyor. Japonlar tarafından üretilen ilk çoklu atış yapabilen plastik tabanca videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.

Tüm bunlara ilave olarak bir silahın işlevini yerine getirebilmesi için mühimmata ihtiyaç duyulmaktadır. 3B yazıcılar kullanılarak plastik mermi üretimi konusunda aşama kaydedilmesine karşın silahın ölümcül olabilmesi için hala metal çekirdeği ve kovanı olan mermiler kullanılması gerekiyor. Bu durum her şeyi yasal yollarla elde edebilme avantajını büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. Öte yandan teröristlerin yasal olma gibi bir endişesinin olmadığını tahmin edebilirsiniz. Mühimmatın metal olması taramadan tespit edilmeden geçebilmeyi engelleyen bir unsur değil. Havalimanlarındaki metal dedektörlerin hangi yoğunluk seviyesine alarm verdiği gizli bilgi olmakla birlikte üzerinizde başka bir metal yoksa tek bir mermi ile detektörden geçmeniz halinde dedektör alarm vermeyecektir. Bunun sebebi cihazların tespit kapasitesinin yetersiz oluşu değil birçok havalimanında yanlış alarm sayısının yüksek olmaması için cihazların sadece belli bir seviyenin üzerindeki yoğunluğa alarm verecek şekilde ayarlanmış olmasıdır. Ancak bir şarjör dolusu mermi veya birkaç mermi bir arada geçerseniz dedektör alarm verecektir. Ancak her hâlükârda gerçek bir mermiyi veya mermileri üzerinizde bulunduracak olmak teröristin tespit edilme ihtimalini arttıracaktır.  

Havalimanlarında uygulanan tesadüfi aramalar teröristlerin kontrol noktasından mühimmat ve silahla geçmeyi tercih etmemelerinin bir başka sebebi olarak değerlendirilebilir. Tesadüfi arama; kontrol noktasından geçen yolcu sayısının belli bir yüzdesinin yolcudan hiç alarm alınmasa da elle aranmasıdır. Bu uygulamanın teröriste denk gelme ihtimali düşük gibi gözükse de teröristler için caydırıcı olacağını değerlendirebiliriz.

Sonuç

3B yazıcılarla üretilen silahların sadece tek atış yapabilmesi ve gerçek mühimmat kullanımı gerektirmesi önemli dezavantajlar olarak karşımızda durmaktadır. Buna rağmen teröristler tarafından yapılacak keşif çalışmalarında havalimanı güvenlik tarama noktalarında zaafların tespit edilmesi durumunda bu silahlarla kontrol noktasından geçiş yapılmasının denenmesi muhtemeldir. Bugün itibariyle tehdidin yüksek olmadığı değerlendirmekle birlikte havalimanı güvenliğinden sorumlu tüm kurumların bu konuda ön görülü davranarak gerekli önlemleri şimdiden alması doğru bir strateji olacaktır. 

Bu strateji kapsamında Türkiye’deki havalimanlarının daha güvenli kılınması adına şu adımlar atılabilir.

  1. Vücut tarayıcı teknolojisi havalimanlarında uçaktan önceki son arama noktalarında kullanılmak üzere sisteme dâhil edilebilir.
  2. Elle arama uygulaması tüm havalimanlarında yolcuların ve personelin taramasında daha aktif bir yöntem olarak kullanılabilir. Elle aramadan kaynaklı zaman ve maliyet sorunlarının aşılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilebilir.
  3. 3B yazıcılarla üretilen tabancalar konvansiyonel silahlara benzemediğinden ve plastik olduğundan güvenlik görevlileri tarafından oyuncak silahlarla karıştırılabilirler. Bu sebeple güvenlik görevlilerinin 3B yazıcılarla üretilen silahlarla ilgili görsel hafızalarını kuvvetlendirmek için çalışmalar yapılabilir.
  4. Teröristlerin silahı parçalar halinde sokması ve sonra uçakta birleştirme ihtimali olduğundan bu parçaların güvenlik görevlileri tarafından tanınmasını sağlayacak görsel destekler üretilebilir. Bu parçaların neredeyse tamamı plastik olacağından tehdidin sadece metal nesnelerde oluşabileceği algısı değiştirilerek plastik silahlara karşı duyarlılık arttırılabilir.

Havacılık güvenliği tarihinin kanla yazıldığı sürekli dile getirilen bir konudur. Bu konu işlenirken teröristlerin hep bir adım önde olduğundan bahsedilir. Bu eleştiriyi getirenlerin haklılık payı kesinlikle vardır. Bu sebeple 3B yazıcılarla üretilen silahlar konusunda bir saldırı gerçekleşmeden önlem almak ve güvenlik sistemini gerekirse yeniden kurgulamak geçmişte yapılan hataların da tekrarlanmaması anlamına gelecektir. Ayrıca alınacak yeni önlemler, örneğin vücut tarayıcıların sisteme dâhil edilmesi beraberinde ilave avantajlar da getirecek ve vücut üzerine gizlenmiş metal olmayan kesici-delici aletler ve plastik/toz patlayıcıların tespiti de kolaylaşacaktır. Bugün karşımızda sivil havacılık güvenliği için kısıtlı bir tehdit olarak duran 3B yazıcılarla üretilen silahlar, teknolojinin ilerlemesiyle eksiklerinden arınacak ve etkili bir saldırı aracı olacaktır. 2013 yılında ilk defa imal edilen plastik silah tek el ateş edebilirken 1 yıl sonra imal edilen silah 6 el atış yapabiliyordu.

3B yazıcılarla üretilen silahlar ateşleme iğnesi hariç tamamen plastikten imal edildiklerinden metal dedektörlerin alarm vermesini gerektirecek metal yoğunluğuna ulaşmıyorlar. Bu yüzden kişi üzerine gizlenecek bir plastik silahın metal dedektörle tespit edilmesi mümkün değil. Günümüzdeki güvenlik uygulamalarından sadece iki tanesi kişi üzerine gizlenmiş plastik silahın tespitinde etkili olabilir. Bunlar elle arama ve vücut tarayıcısıdır. Vücut tarayıcıları dünyada her geçen gün daha yaygın şekilde kullanılmaya başlansa da 2016 yılı Haziran ayı itibariyle Türkiye’de hiçbir havalimanında kullanılmıyor. Elle arama ise ilave bir ekipman gerektirmiyor ve silahın tespiti için etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor. Öte yandan elle arama zaman alıcı bir tarama yöntemi ve genel olarak yolcu akışını yavaşlatacak hantal bir yöntem. Üzerinde hiçbir metal bulunmayan yolcunun kapı tipi metal detektörden geçme süresi 1 saniyeyken aynı yolcunun elle ideal bir üst aramasına tabi tutulması en az 30 saniye sürecektir. 30 saniye kulağa çok uzun bir süre gibi gelmese de havalimanı gibi insan trafiğinin çok yoğun olduğu yerlerde bu süre güvenlik maliyetlerinin artmasına ve sıraların uzamasına sebep olacaktır. 

Comments are closed.